24 Aralık 2013 Salı

ÇİKOLATALI KURUTULMUŞ İNCİR



 
  
  
İzmirli olduğum önceki yazılarımdan da biliniyor artık. Aşağıdaki ağaç da İzmir'deki bahçemizde ve ben kendimi bildim bileli de var. Dedem , zamanında bu ağacı dikmiş ve nur içinde yatsın hala da incir ağacımız yaz aylarında bol bol incirlerini veriyor.  Öyle ki zamanında toplanmadığında çoğu incirler de kendiliğinden ağacın dibine dökülüyor. Ne demişler onlar da kuşlar-kurtların hakkı.
 
Bir ağaçtan bu kadar çok incirin çıkması şaşırtıyor insanı.
 
Bu arada fotoğraftaki üç tekerlekli motosiklet ise babamın ; Arçelik marka ve yanlış hatırlamıyorsam 70 model.. İlginç bir direksiyonu var ve vitesi sol tarafta. Antika araç sınıfına giriyor artık. Siz yine de böyle söylediğime bakmayın , sağlam bir motosiklet. Hala babamın çoğu işini görüyor ve babam için de bu motosikleti kullanmak ayrı bir zevk. Biz üç kişi ön tarafa sığabiliyoruz.  Gerçekten eğlenceli , sadece motosiklet de mi arabada mı gidiyorsunuz biraz aklınız karışıyor. Bazen de içindeyken bir anda devrilecekmiş hissi veriyor. Neyse ki babam bu konuda bir hayli tecrübeli olduğundan korkulacak bir şey yok.
 
Neyse , biz incirlere dönelim...
 
 
 
 
Annem bu yaz epey bir miktar incir kurutmuş ve büyük bir poşet de bana verdi . Ama yemeğe kıyamıyor insan. Satın aldığım kuru incirler gibi üzerleri yapışkan bir tabaka ile kaplı değil. Yemesi gerçekten çok lezzetli. Tabi doğal olduğu için yemeden önce içlerini kontrol etmekte fayda var.
 
 
 
 
Tatlı kriziniz tutarsa kuru incir yemeği deneyin , hatta şu da kriz anların da oldukça çok işe yarıyor ; kuru kayısıyı bıçakla ikiye kesip , arasına bir parça bitter çikolata koyun.  Kuru kayısı çok tatlı olduğundan dolayı bitter çikolata ile uyumu bence mükemmel oluyor. Kuru kayısı ile aranız yoksa bile bu yöntem buzları eritebilir.
 
Eğer çikolatalı kuru incir size daha cazip geldiyse o zaman tarifi uygulamanızı tavsiye ederim. İncirin arasında bir parça ceviz , işte bu da benim favorilerimden. Ancak ah bu çikolata yok mu... Nerede olursa olsun benim için her zaman bir numara. İncir-ceviz-çikolata üçlüsü bir araya geldi ve benim bir numaralı favorim oldu bile..
 

 


 
 
 
Bu tarif için belli bir miktar ölçü vermeyeceğim. Aslında her şey oldukça basit. Bir miktar eritilmiş çikolata , toz ceviz ve kurutulmuş incir.. 
 
 
 
ÇİKOLATALI KURUTULMUŞ İNCİR

Malzemeler:

  • Kurutulmuş incir
  • Bittersweet çikolata
  • Bütün yada toz ceviz
Yapılışı :

  1. Bitter çikolatayı benmari yöntemi ile eritin. (benmarinin uygulanışı burada )
  2. İncirleri alt kısımlarından kesin. Bu sayede hem içlerini kontrol etmiş olursunuz hem de bu yöntemle incirlerinizi çikolataya daldırdıktan sonra dik bir şekilde tepside durabilmesini kolaylaştırırsınız. Bu işlemden sonra tam ortadan ikiye kesin ancak tamamen birbirinden ayırmayın.
  3. İncirlerin içine bir miktar toz ceviz koyun yada yarım parça ceviz yerleştirip kapatın. Sap kısımlarından tutup çikolataya daldırın ,  işaret parmağınızla birkaç kez hafifçe vurarak incir üzerindeki fazla çikolatanın kolayca akmasını sağlayın. Üzerlerine toz ceviz serpin.
  4. Yağlı kağıt serili bir tepsiye incirlerin kestiğiniz tarafları alta gelecek şekilde yerleştirin. Çikolatanın tamamen donması için 1-2 saat bekleyin.

 
 
 
 
 
 
 
 

1 Aralık 2013 Pazar

EMEKTAR YOĞURT KABI

 
Sandığınız gibi bir börek tarifi için değil okuyacağınız yazı..
Emektar yoğurt kabının hikayesi!
Eşimin annesi- annem özellikle anılarına ,manevi değerlerine çok önem verir. Annesinden kalan ve hala giydiği bir yeleği , mutfağında kullandığı eski alüminyum bir tabağı , kulağında anne yadigarı mavi taşlı küpeleri hala vardır. 
Hatta bir gün kullandığı bir battaniyeyi gösterdi. Kenarlarında beyaz şeritleri olan koyu yeşil bir battaniye... Çok güzel ve oldukça nostaljikti. Öğrendim ki 40 yıl önce almış.
Annem eşyalarını gerçekten özenle ve dikkatle kullanıyor. Ayrıca israfı da hiç sevmiyor, tüm eski insanlar gibi!  Annemin , çeşmeden  kaseye doldurduğu suyu ziyan olmasın diye dökmediğine bile şahit oldum.
Sanırım bizler her şeyi fazlasıyla hızlı tüketiyoruz.
 
 

Son ziyaretimizde her zaman yaptığı börek için mutfaktaydı.

 
 
 
 
 
Annemin böreğin iç harcını hazırladığı kabı dikkatimi çekti. Üzerinde yazıların silindiği ancak dikkatlice bakıldığında 'yoğurt' yazan kısmı nispeten okuyabildiğiniz...
 
Peki nedir bu yoğurt kabının hikayesi? Hikaye kısa ve oldukça güzel..
 
Annem bu kabın annesinden kaldığını söyledi. Annem 73 yaşında ve annesi vefat edeli de 20 yıl olmuş. Anneme geldiği bir ziyaretinde yoğurt getirmiş. Ancak annesi bu olaydan kısa zaman sonra vefat edince de kabı atmaya kıyamamış ve o gün bugündür de kullanıyormuş.

Annemden bu kadar bahsetmişken onun fotoğrafını eklemeden olmaz biliyorum.

Önce anneme sordum , '' Anne bloğa senin fotoğraflarını da ekleyebilir miyim '' diye ,

Annem o nedir diye sordu önce, yaptığım kısa açıklamadan sonra ''tabi kızım'' dedi.

Ertesi gün beni aradı ve fikrini değiştirmişti , o gece neler düşündü ve vazgeçti bilmiyorum ama işte bu yüzden ben de onun fotoları eklemekten vazgeçtim. Ama ne olurda olsun yayınladığım fotoğrafları ben beğendim ve verdiği pozlar için çok teşekkür ederim.



 
 

18 Ağustos 2013 Pazar

YULAFLI-ÜZÜMLÜ CHEESECAKE KARELERİ

 
 
Cheesecake yapmaya başladığımdan bu yana bizim evde vazgeçilmez bir tatlı oldu. Evde yapılan bir başka olur derler ya işte o misal biz de dışarıda yediklerimizi beğenmez olduk.
 
Ancak bu kez yaptığım tarif alışa gelmiş cheesecakelerden biraz farklı. Tarifde yaptığımız cheesecake tabanı aslında yulaflı kurabiye karışımından ibaret.
 

 
Nasıl anlatmalıyım da bu tarifi denemenizi sağlayabilirim bilmiyorum.
 
Ancak şunu söylemeliyim ki ; bu leziz cheesecake karelerini yerken kaçınılmaz bir şekilde yulaf kokusu ve lezzetini alacaksınız.
 
Bu tarifde mutlaka olması gereken malzemelerden biri de ceviz. Yerken ağzınıza gelen ceviz ve peynirli karışımın iç içe geçen lezzeti bence mükemmel.



 
Hem kurabiye tabanında hem de üstünde kullandığımız kuru üzüm şeker oranını dengelememize yardımcı oluyor. Bu nedenle kurabiyede az miktarda şeker mevcut ve üst karışımda ise hiç şeker kullanmadım.


YULAFLI-ÜZÜMLÜ CHEESECAKE KARELERİ

Kullanılan bardak ölçüsü 240 ml'dir.

Malzemeler:

Tabanı için: 
45 gram oda sıcaklığında tereyağı
4 çorba kaşığı esmer şeker
1 yumurta sarısı
1/2 çay kaşığı vanilya özü
1/4 çay kaşığı kabartma tozu
Bir tutam tuz
1/4 bardak un
3/4 bardak yulaf ezmesi
1/3 bardak doğranmış kuru üzüm
3/4 bardak doğranmış ceviz

Cheesecake karışımı için:
450 gram Labne peyniri
1 bardak şeker
1/3 bardak süt
1/3 bardak un
2 yumurta

Üstü için :
1/3 bardak yulaf
1/3 bardak ceviz
1/4 bardak kuru üzüm
30 gram tereyağı

Yapılışı :
  1. Fırını 175 C de ısıtın.
  2. 25x25 bir kalıba yağlı kağıt serip hazırlayın.
  3. Karıştırma kabında  tereyağı ve şekeri krema halini alana kadar çırpın. Yumurta ve vanilyayı ekleyip karıştırın.
  4. Un ,yulaf , kabartma tozu , tuzu ayrı bir kapta karıştırın.
  5. Kuru malzemeler ve sıvı malzemeleri harmanlayın ardından kıyılmış kuru üzüm ve cevizi de ekleyip birleştirin.
  6. Kalıbınızın tabanına parmaklarınız ile yayın ve fırında 10 dakika pişirin.
  7. Bu arada , ayrı temiz bir kapta  peynir ve şekeri çok fazla olmamak kaydı ile çırpın.
  8. Sütü ekleyin. Ardından yumurtaları da teker teker ekleyip karıştırın. Son olarak unu da ekleyip karıştırın.
  9. Fırından çıkardığınız kurabiye tabanının üzerine peynirli karışımı dökün.
  10. Üst malzemesi için tereyağını eritin ve yulaf,ceviz,kuru üzüm ile karıştırın. Karışımı peynirli karışımın üzerine paylaştırın.
  11. Fırının alt katında 45 dakika kadar pişirin.
  12. Buzdolabında en az 1 gece soğuttuktan sonra servis yapabilirsiniz.

17 Ağustos 2013 Cumartesi

PİKNİK PİKNİK!

 
 
Bu yıl pikniğe ilk gidişimiz.
 
Bayram tatilinde arkadaşlarımızın yaptığı piknik organizasyonuna katıldık, iyi ki de gitmişiz. Çok iyi geldiğini söylemeliyim.
 
Özellikle , piknikler çocuklar için ayrı bir güzeldir. Doya doya yeşillik ve toprakta oyun oynayabiliyor ,özgürce koşabiliyorlar. Oğlum bir ara ayakkabılarını çıkarmış oradan oraya dolaşıyordu. Küçükler genelde toprakta arabaları ile oynarken diğer büyük çocuklar da ata binmeyi tercih ettiler.

Kirlenmek güzeldir dedik ve her şeyi özgür bıraktık. Akşam dönüş vakti geldiğinde kirlenmenin tadına vardıkları çocukların yüzünden net bir şekilde anlaşılıyordu. Aynı zamanda da çok yoruldular ,oğlum eve dönüş yolunda çoktan uykuya dalmıştı.
 


İtiraf etmem gerekirse  benim hazırlık aşamasına çok katkı olmadı. Ben o sırada bu görüntüleri fotoğraflamaya çalışmak ile meşguldüm :)

Herkes gibi ben de mangalda kızartmış ızgara et, köfte ve sucuğa bayılırım. Ancak benim için  ızgara edilmiş sebzelerin lezzeti de bir başkadır.

Patlıcan ve biberlerin mangal üzerindeki görüntüsü ve kokusu harikaydı. Ortak bir çalışma sonuncunda kabukları soyuldu , domates ve soğanlar eklendi ve son olarak limon ve zeytinyağı... Karşı konulmaz  'közlenmiş patlıcan salatası' hazır.


 

Yemeklerin ardından güzel demleme çayımızı da içtik. 
 
Bizim minikler ayaklarımızın arasında dolaşırken valeybol oynamayı bile başardık.
 
Akşam oldukça geç bir saate ayrıldık. Biz büyükler için bile başlayacağımız yeni hafta ve iş günü için motive edici ve doyasıya zaman geçirdiğimiz bir organizasyon oldu.
 
 

15 Ağustos 2013 Perşembe

FIRINLANMIŞ DOMATES ÇORBASI


 
Çeşnili ve kokulu bir domates çorbası..
 
Bu çorba sadece yaz aylarında yapılmalı diye düşünüyorum. Yapay domates sosları yada domates suyu , hatta salça ile yapılan domates çorbası yerine olgun yaz domatesleri ile yapılan domates çorbaları çok daha lezzetli oluyor.
 
Eğer henüz denemediyseniz, yaz bitmeden domates çorbasını bir de bu şekilde pişirmenizi öneririm
 

 
Özellikle restoranlarda domates çorbası üzerine kaşar peyniri eklenerek servis yapılır.
 
Ancak özellikle belirtmem gerekiyor ki ;  fırınlanmış domates çorbanızı keçi peyniri yada herhangi benzer bir katı beyaz peynir ile yemelisiniz. Lezzetinin şaşırtıcı derecede güzel olduğunu fark edeceksiniz.
 
Çorba içerisine pirinç yada un eklenmediği halde kıvamı yerinde bir çorba ortaya çıkıyor. Bu sayede kilo kontrolü açısından da rahatlıkla tüketilebilir.
 
  
 
 
FIRINLANMIŞ DOMATES ÇORBASI
 
Malzemeler:
  • 500 gr domates
  • 3 adet  havuç
  • 1 adet  kırmızı biber
  • 1 adet soğan
  • 2 diş sarımsak
  • Birkaç dal taze kekik
  • 3-4 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1+1/2 bardak sebze yada tavuk suyu
  • Tuz-karabiber
  • Üzeri için keçi peyniri ve maydanoz
  • Ayrıca baget ekmek ve keçi peyniri
Yapılışı:
  1. Fırını 180 C de ısıtın
  2. Tüm sebzeleri iri parçalar halinde dilimleyin ve fırın tepsisine yerleştirin.
  3. Sarımsakları soyup , yanmamaları için domates dilimlerinin içine yerleştirin.
  4. Üstüne dal kekikleri ekleyip, zeytinyağı gezdirin. Tuz-karabiber ile tatlandırın.
  5. 30 dakika fırında pişirin. Domatesler küçülmeye başlayacak ve havuçlarda kesilebilir derecede pişmiş olacaklar.
  6. Sebze yada tavuk suyunu kaynatın. İçine fırından çıkan pişmiş sebzeleri ekleyin ve 5-10 dakika daha kaynatın. Bu aşamada kekiklerin kokusu ve aroması yeteri kadar sebzelere geçtiği için artık çıkarabilirsiniz.
  7. Bir blenderı ile pürüzsüz kıvam alana kadar karıştırın. Tel bir süzgeç ile süzün , çorbanızın kıvamı süzme işlemi sonrası tamamen pürüzsüz olacak. Keçi peyniri-maydanoz ile süsleyip servis yapabilirsiniz.Yanında, zeytinyağı sürüp kızarttığınız bir dilim baget etmeği ve üzerine eklediğiniz keçi peyniri ile de servis yapabilirsiniz. 
 
 

30 Temmuz 2013 Salı

ÇİKOLATALI&ÇİLEKLİ ÇITIR RULO


Küçükken anneannenim yaptığı baklavaları hatırlıyorum da..

Gerçekten ev baklavası dedikleri şey onlardı sanırım. İzmir seyahatimiz isimli yazıda annemim yaptığı zeytinyağında kızarmış börekler gibi bu baklavalar da zeytinyağı ile yapılırdı. Tahmin ettiğiniz gibi bizim evde de her şey zeytinyağı ile yapılıyor.

Tabi öyle benim gibi marketten hazır baklava yufkası alıp kullanmak yok. Kaldı ki henüz baklava yapma tecrübesine de sahip değilim.

Hamur bizzat yoğurularak hazırlanır ve  bildiğiniz büyük yuvarlak tahtalar üzerinde açılırdı. Oklava hareketlerini izlemek ise o zamanlar en büyük zevkimdi. Oklavaya sarılan hamuru kendinize doğru bir iki ve ardından aşağıya doğru son bir hamle ile çekip bırakıyorsunuz. Uygulamada çok başarılı olduğumu söylemem ancak teoride yapılışı kavramış gibi görünüyorum , öyle değil mi? Bir film izler gibi öylece izlerdim.

Bu baklavalar bildiğiniz hazır baklavanın aksine daha büyük parçalar şeklinde dilimlenir , içine ve üzerlerine bol susam serpilirdi. Dilimler de gerçek birer baklava şeklinde olurdu.





 
 
Artık benim etrafımda baklava hamuru açıp bu şekilde baklava yapan kimse kalmadı. Hazır baklava yufkası da oldukça pratik olduğu için sanırım çok fazla tercih ediliyor. 
 
Ancak bu incecik baklava yufkası ile oldukça farklı tatlılar da yapmak mümkün. Bu tarifi uzun zaman önce Lezzet dergisinde görmüştüm. Küçük birkaç değişiklik yaptım ve  blogda yayımlamaya karar verdim.

Peki nedir bu çikolatalı çıtırlar? 

İncecik baklava yufkası arasında sarılı çikolata-çilek ve badem üçlüsü...

Sadece çikolata ile yapıldığında da  güzel oluyor ancak çilek işin içine girince bence muhteşem oluyor.

Açıkça söylemem gerekirse, bu çıtır atıştırmalıkların bu kadar leziz olacağını tahmin etmedim. Piştikten sonra eşim ,ben ve oğlum epeyce fazla tükettik. 
 
Aslında bunlar yapılışı çok basit küçük tatlı atıştırmalıklar..

Piştikten sonra mutlaka taze tüketmenizi öneririm. Aksi takdirde çıtırlığını kaybediyor ve bu da yaptığımız tatlı için isteyeceğimiz en son şey.
 

 
ÇİKOLATALI&ÇİLEKLİ ÇITIR RULO
 
Malzemeler:
  • 100 gr bitter çikolata
  • 40 gr kıyılmış badem
  • 1 yemek kaşığı bal
  • 160 gr çilek
  • 6 adet baklava yufkası
  • Eritilmiş tereyağı
  • Üzeri için pudra şekeri
 
Yapılışı:
  1. Fırını 180 C de ısıtın ve kullanacağınız fırın tepsisine yağlı kağıt serin.
  2. Bitter çikolatayı benmari yöntemi ile  eritin. (benmarinin uygulanışı burada )
  3. Eriyince bademleri ve balı ekleyip , karıştırın.
  4. Çilekleri zar büyüklüğünde doğrayın.
  5. Yufkayı tezgaha serin. Üzerine fırça ile tereyağı sürün. Ortadan ikiye katlayın ve bıçakla 5 eşit parçaya ayırın.
  6. Her bir parçanın arasına 1 tatlı kaşığı kadar çikolatalı karışımdan ve doğranmış çilek koyup rulo şeklinde sarın.
  7. Hazırladığınız ruloları yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirin.
  8. Üstü hafif pembeleşinceye kadar 5 dakika pişirin.
  9. Soğuduktan sonra üzerlerine pudra şekeri serpip servis yapın.




18 Temmuz 2013 Perşembe

BADEMLİ&KİRAZLI MİNİ KEKLER



 
Tahmin ediyorum bademi herkes seviyordur.
 
Badem veya badem aroması girdiği her tatlının içerisinde iştah kabartıcı oluyor.
 
Yaptığım bademli mini keklerin içindeki un miktarı yok denecek kadar az. Toz badem ile yapıldığı için yoğun badem tadını alabiliyorsunuz ve oldukça baştan çıkarıcı olduğunu söyleyebilirim.
 
 Bir tane yedikten sonra ardından bir tane daha yemek isteyeceksiniz!
 
 
 


Kekleri fırına koymadan önce her birine eklenen birer tane taze kiraz ile daha leziz olduğunu söyleyebilirim. Ben kirazların çekirdeklerini çıkarmadan sapları ile kullandım ki bu da fotoğraflarımın görsellerinde oldukça hoşuma gitti.   
 
Blogda yayınlamayı düşündüğüm bademli bir kek daha var. Tabi öncelikle test edilmeli, eşe dosta tattırılmalı ve daha sonra blogda yerini alabilir. Anlayacağınız biraz daha zamanı var.
 
 
 



BADEMLİ&KİRAZLI MİNİ KEKLER

Kullanılan bardak ölçüsü 240 ml'dir.

Malzemeler:

  • 100 gr  tereyağı
  • 100 gr (1 bardak+2 yemek kaşığı ) toz badem
  • 140 gr ( 1 bardak) pudra şekeri
  • 30 gr( 3 yemek kaşığı ) un
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 adet yumurta +1 adet yumurta sarısı
  • 2 adet yumurta akı
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • Taze kiraz
Yapılışı:

  1. Fırını 170 C ısıtın.
  2. Tereyağını eritin ve oda sıcaklığında soğumaya bırakın.
  3. Toz badem , pudra şekeri , kabartma tozu ve unu karıştırıp eleyin.
  4. 1 adet yumurta ve 1 adet yumurta sarısını derin bir kabın içinde karıştırın.
  5. Farklı bir kapta , 2 adet yumurta akını bir tutam tuzla mikser ile çırparak karıştırın. Yumurta akları kabarıp sert bir form alınca çırpmayı bırakabilirsiniz.
  6. Daha önce çırptığınız yumurta sarıları ve kabartılan yumurta aklarını spatula ile çırpmadan yavaşça birbirine karıştırın.
  7. Elediğiniz malzemeleri yumurtalı karışımın içine yavaş yavaş ilave edin.
  8. Son olarak soğuyan tereyağını da ekleyerek 1-2 dakika karıştırın.
  9. Mini silikon kek kalıplarına doldurun.
  10. Ortalarına taze kirazları koyup 10-15 dakika pişirin.
  11. Soğuduktan sonra üzerlerine pudra şekeri serpin.




15 Temmuz 2013 Pazartesi

KEKİKLİ&BEYAZ PEYNİRLİ ÇÖREK


 


Şöyle yumuşacık , kekik kokulu bir çörek ister misiniz?
 
Tereyağı ile yapılan bu çörekler , aromalı, kokulu ve mis!
 
İster zeytinyağına bandıra bandıra.. isterseniz domates , peynir ,zeytin ile.. Her ne şekilde olursa olsun yemesi çok lezzetli. 
 
 

Ekmek yapmak çok zor uğraşamam diyorsanız bu çörekleri kısa sürede kolayca yapabilirsiniz.
 
Ancak tavsiyem onları piştikten sonra taze olarak tüketmeniz. Soğuduktan sonra
dondurucuda saklayıp, fırında ısıtarak tekrar kullanabilirsiniz.
 
Çörekleri kuru kekik ile yapmanız mümkün ancak taze kekik kullanmanızı özellikle tavsiye ederim.
 
Marketten alacağınız bir demet kekik çok fazla gelecektir fakat geri kalanını temiz bir bez üzerinde oda sıcaklığında yada güneşte kurutup kendiniz kuru kekik yapabilirsiniz. Göreceksiniz kuruttuğunuz kekikler hazır aldıklarınızdan çok farklı ve lezzetli olacak.
 
 
 
Annem geçen yıl topladığı dağ kekiklerinden bana da göndermişti. Marketten aldığım kekikten çok farklıydı , yaprakları daha büyük ,daha yoğun kokulu ve aromalı... Tabi ben o kadar kekiği ne yapacağımı bilemedim. Biliyorsunuz , buzdolabında bu tür otlar çok uzun süre taze kalmıyor. Annemin tavsiyesi üzerine kekik salamura yaptım. Salamura yaptığınız kekikleri uzun süre saklayabiliyorsunuz.  Zeytinleri salamura kekik ve zeytinyağı ile karıştırıp kekikli zeytin yapabilirsiniz. Kekik salamura nasıl yapılır daha sonra bloga ekleyeceğim.

Anneannem de her sabah kekik çayı içerdi. Sıcak su içine birkaç dal atar ancak çok fazla demlemezdi. Öksürüğe iyi geldiğini söylerdi ama bu konuda net bir bilgi sahibi olmadığımı da ayrıca belirtmek isterim. Gördüğünüz gibi kekik bizim ailede oldukça fazla

Bir de , Zahter olarak isimlendirilen taze kekik salatası var. Ancak, kekiği bu kadar çok sevmeme rağmen benim için tüketmesi zor , fazla yoğun bir salata.
 
 



BEYAZ PEYNİR&KEKİKLİ ÇÖREK
Kullanılan bardak ölçüsü 240 ml'dir.
Malzemeler :
  • 50 gram tereyağı  ( küp küp doğranmış ve soğutulmuş )
  • 2 bardak un
  • 80 gram ufalanmış beyaz peynir
  • 3/4 bardak süt
  • 4 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tuz ( peyniriniz tuzlu ise bu miktarı azaltabilirsiniz )
  • 2 çay kaşığı taze kekik
  • Üzerine sürmek için ayrıca süt
Yapılışı :
Not : Kekiklerin sadece yapraklarını kullanacağız. Her bir dalın ucunda iki parmağınızla aşağı doğru çekin , kekik yaprakları dalından kolayca ayrılacaktır.
  1. Mutfak robotunda unu ve küp küp doğradığınız soğuk tereyağını karıştırın. Görüntüsü ekmek kırıntısı halini kadar karıştırmanız yeterli olacaktır.
  2. Karışımı orta boy bir kaseye aktarın. Üzerine süt , peynir ve kekikleri de ekleyip karıştırın.
  3. Hafif unladığınız tezgahta karışımı 2-3 dakika yoğurun.
  4. Hamuru ortalama 16*16 ölçülerinde 2.5 cm kalınlığında kare şeklinde açın.
  5. Keskin bir bıçak ile kare şeklinde eşit parçalara ayırın. Ortalama 9-10 adet çıkıyor.
  6. Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine dizin ve fırça ile üzerlerine bir miktar süt sürün.
  7. 180 C de 15-20 dakika altın sarısı rengi alana kadar pişirin.
  8.  Fırından çıkarıp temiz bir bez ile sarın , 5-10 dakika bekletin. Ilık olarak servis yapın.


2 Temmuz 2013 Salı

AHUDUDULU DONDURMA PASTA

 
 

Yaz geldi hoş geldi ! Tabi dondurma mevsimi de geldi.

Benim tercihim çikolatalı , limonlu , cevizli ve eğer taze meyve ile birleşirse meyveli dondurmalar.

Tarifi ilk uyguladığımda çok başarılı olduğunu söyleyemem , biraz değişiklik ile bu kez tam istediğim gibi oldu diyebilirim.

Öncelikle ,  içine ekleyeceğiniz çikolatanın çok büyük olmamasına dikkat edin. Aksi takdirde pastayı dilimlemek biraz zorlaşıyor. Eğer isterseniz dondurulmuş ahududu yerine , taze kiraz veya çilek de kullanabilirsiniz.

 
 
 
AHUDUDULU DONDURMA PASTA
 
Malzemeler:
  • 1 litre vanilyalı dondurma
  • 30 gr beze ( mereng)
  • 30 gr tuzsuz antep fıstığı
  • 100 gr  toblerone çikolata
  • 200 gr dondurulmuş ahududu
  • Üzerini süslemek için ayrıca ahududu ve çikolata
Yapılışı:
 
  1. Pişirme kağıdını  18 çapında kelepçeli kek kalıbının tabanına yerleştirin. Ayrıca yan kısımlarına da kalıbın yüksekliği kadar kesip yerleştirin.
  2. Geniş bir kaseye dondurmayı aktarın ve yumuşaması için bekletin. Karıştırabileceğiniz kıvamda olması yeterli olacaktır. Eğer çok fazla erimesini beklerseniz bu kez ekleyeceğiniz malzemelerin tümü dibine çökecektir.
  3. Beze, antep fıstığı ve çikolatayı kabaca doğrayın ve dondurmaya ekleyip karıştırın.
  4. Ahududuların 3/4 ünü dondurma karışımına ekleyip dikkatlice karıştırın.
  5. Tüm karışımı kalıba aktarın, üzerini düzleştirin. Kalan ahududuları da serpip hafifçe bastırın. Kalıbınızı üstünü kapatıp en az 1 gece buzlukta bekletin.
  6. Buzluktan çıkarın,üzerine ahududu ve çikolata rendesi serpiştirin ve servis yapın.
 

28 Haziran 2013 Cuma

İZMİR SEYAHATİMİZ

 
 

 
 İzmir ! Doğduğum , çocukluğumun geçtiği yer.
 
Birkaç hafta önce hafta sonunu geçirmek için ailemi ziyaret ettik.
Ailem 7 yıl önce İzmir'deki köyümüze taşınma kararı aldılar. Sanırım en iyisini de onlar yaptı. Her gün uyandıklarında temiz hava , bol yeşillik , doğal sebze-meyve... artık onlar için olağan , her günkü şeyler. Ama en önemlisi de sessizlik, işte bu mükemmeldi. 
 
 Yaşadıkları köy aynı zamanda annemin doğduğu yer. Çocukken her yaz gider ,bütün kuzenler orada toplanırdık. Her çocuk gibi bizim de su ve toprak ile oynamak en büyük zevkimizdi. Anneannemin evinin önünde kırmızı bir toprak vardı. Çamuru güzelce suyla hazırlar ardından marifetlerimizi göstermeye başlardık. Anlayacağınız bir nevi oyun hamuru gibiydi. Kırmızı toprağı suyla karıştırdığımızda bir hamur gibi birbirine yapışır ve çok kolay şekil verilirdi.  Kızlar ; çaydanlık,bardak gibi mutfak eşyası , erkekler ise genelde araba yapardı.
 
 
 
Pazar sabahı annem üşenmemiş ,şipşak bir hamur yoğurmuş (eskiler hep öyle der..) ve börek pişirdi. Bu öyle bildiğiniz böreklerden değil. Odun ateşinde zeytinyağında kızartma börek.  Zeytinyağı ile kızartma olur mu demeyin. O kadar güzel oluyor ki.. Kızarmış hamur yada börekler oldum olası favorimdir. Alt tarafı bir börek ne çok ballandırdın demeyin! Anne eli derler ya , bu börekler de işte öyle bir şeydi.
 
 

  
 
Üzüm herkes gibi benim de yaz aylarında en çok sevdiğim meyvelerdendir.
 
Ancak benim aklıma geldiğinde bile ağzımı sulandıran bir şey vardır ki...
 
Koruk!
 
Bilmeyenler için söylemek gerekirse , üzümün olgunlaşmamış haline denir. Nasıl mı yenilecek? Öncelikle ekşiyi seven biri olmalısınız.  Eğer yaz başlarında iseniz çok küçük oldukları için fazla ekşi olmaz , ancak olgun bir üzüm kadar büyümüş ise o zaman bir miktar ekşidir.
 
En güzellerinde seçilen bir salkım yıkanır ve ardından tuz eşliğinde afiyetle yenir.
 
Yada , mutfağımızın baş köşesinde edindiğimiz temiz bir taş ile geniş bir kasede koruklar ezilerek suyu sıkılır. Süzdüğümüz koruk suyuna tuz ve soğuk su ilave edilerek tatlandırılır. İşte ekşi severlere mükemmel bir soğuk içecek.
 
 
 Annemin bir de küçük misafirleri vardı. Anneleri başka bir yerde doğurmuş sonra teker teker evin kapısının önüne kadar taşımış. Şimdi keyifleri yerinde, kutudan güzel bir evleri ve yemek veren birileri var.
 
Bir dahaki ziyaretimde de bu ufaklıklar da çoktan büyümüş olurlar sanırım.
 
 
 

7 Şubat 2013 Perşembe

KİRAZLI VE BADEMLİ ÇİKOLATA DİLİMLERİ (BARK)






Çikolataya kim hayır diyebilir ki? Hımm!
İstiklal Caddesine gidip de büfelerde satılan Beyoğlu çikolatasını görmeyen yoktur. Öğrencilik yıllarımda İstiklal caddesine çok sık giderdim ancak son yıllarda çok fazla gidebildiğim söylenemez. Hala çikolata satan büfeler duruyor mu bilmiyorum. Beyoğlu çikolatası o kadar özel ki, İstiklal caddesinden başka bir semtte satılmıyormuş. Ancak gazetede okuduğum bir bilgiye göre başka semtlerde de satılmaya başlanacağı yazıyordu. Bu küçük büfelerin camında 'Beyoğlu Çikolatası' yazılıdır. Büfenin her yeri çikolatalar ile kaplıdır ve çoğunun da ambalajı yoktur. Açıkta satıldığı için sağlıksız olduğunu düşünenler de var. Biliyor musunuz ,bazıları İstiklal caddesine sadece bu meşhur çikolatayı yemek için gidiyormuş. Açıkta ve ambalajsız satılmasına rağmen aslında bir markası da var ,1950 yılında kurulan Zambo. O yıllardan bu yana sadece Beyoğlunda satılmış ve adını da buradan almış. Yani bu çikolatalar asırlık ve oldukça nostaljik.
Genelde benim tatlı seçimlerimde de mutlaka bir çikolata içeriği vardır. Her çeşit çikolatayı severim ; sütlü,bitter,fındıklı ,bademli ,meyveli. Hatta , tatlı yemeyi kısıtladığım zamanlarda bile kahvenin yanına küçük bir parça çikolata mutlaka olur.

 

Siz de çikolatayı çok seviyorum diyorsanız evde kendi zevkinize göre çikolatalar yapmayı deneyin. Son yıllarda çikolata kursları da çok fazla tercih edilir oldu. Çikolatanın temperlenmesi,soğutulması ve kalıplara dökülüp,şekillendirilmesi gibi birçok aşamayı öğretiyorlar. Bayramlarda aldığımız farklı şekillerde ve içerikteki çikolataları evde yapmanız mümkün.


Ancak Kirazlı ve bademli çikolata dilimleri yukarıda bahsettiğimden biraz farklı. İçerisinde kurutulmuş kiraz ,acıbadem bisküvisi ve badem var. Herhangi bir kalıp kullanmadan yapıyor ve istediğiniz gibi dilimliyorsunuz. Yurt dışında özellikle bu tip çikolatalar  'Bark' olarak isimlendiriliyor. Birçok çeşidi yapılıyor. Değişik aromalarla, farklı meyvelerle, kurabiyeli,pekmezli gibi sayısız çeşitleri var.
Kirazın çikolata ile uyumu tartışılamaz. Özellikle de yaş pastalarda benim favorim. Bu tarifteki kurutulmuş kiraz çikolata ile beraber harika oldu. Tarifte mutlaka bittersweet çikolata kullanmanızı öneririm. Kurutulmuş kiraz ve bisküviler bitter çikolatayı yeterli miktarda tatlandırıyor.

KİRAZLI VE BADEMLİ ÇİKOLATA DİLİMLERİ
Tarif 'Dünyanın en güzel kurabiyeleri' kitabından uyarlanmıştır.
Kullanılan bardak ölçüsü 240 ml'dir.
Malzemeler:
  • 25 gr küçük acıbadem bisküvisi
  • 45 gr herhangi bir tatlı bisküvi
  • 1/2 su bardağı kuru üzüm
  • 1/4 su bardağı boyasız şeker kaplı kurutulmuş kiraz
  • 225 gr bittersweet çikolata ( kakao oranı %70 )
  • 45 gr tereyağı
  • 1/4 su bardağı dilimlenmiş badem
Yapılışı:
  1. 20*20 ölçülerinde kare bir kalıbın içerisine yağlı kağıt serin. Dilimlerinizin daha ince olmasını isterseniz daha büyük bir kalıp kullanabilirsiniz.
  2. Geniş bir kasede acıbadem bisküvilerinin bir kaçını kırın diğerlerini bütün olarak bırakın. Tatlı bisküvileri de gelişigüzel parçalara ayırın. Kasenin içerisine kuru üzümleri ve kirazları da ekleyin ve hafifçe karıştırın.
  3. Çikolatayı ayrı bir kasede benmari yöntemiyle eritin. Benmari yönteminin yapılışı ; orta boy bir tencereye iki parmak kadar su koyup kaynatın. Kaynamaya başlayınca altını kısın . Tencereden daha büyük ısıya dayanaklı bir kaba çikolata ve tereyağını koyun ve tencerenin üzerine oturtun. Ancak tenceredeki suyun , çikolata olan kaseye değmemesine dikkat edin. Bu şekilde suyun çikolata olan kaba alttan değmesi yada çikolata kabınıza su kaçması çikolatanın bozulmasına neden olabilir.
  4. Eriyen çikolatayı hafifçe karıştırın ve tencerinin üzerinden alıp soğuması için birkaç dakika bekleyi
  5. Çikolatayı bisküvi karışımının içerisine dökün ve hafifçe karıştırın. Karışımı yağlı kağıt serdiğiniz kalıbınıza aktarın ve eşit olarak yayın. Bademleri üzerine serpin.
  6. Karışımı dolapta 1-2 saat beklettikten sonra dilimleyebilirsiniz.